The Light in Your Eyes Yorum

Dizinin genel bilgisine buradan ulaşabilirsiniz: Tıkla


Öncelikle diziyi severek izledim. Yeri geldiğinde bol bol güldüm yeri geldiğinde ise bol bol ağladım. Ve diziden hayat hakkında birçok sonuç çıkardım. Hani bazen bir olay hakkında ya da eski bir anımız hakkında düşünürken kalbimizde istemsizce bir burukluk oluşur, sanki aldığımız nefes boğazımıza takılır ya işte bende bu dizi hakkında düşünürken öyle oluyorum. Bu çok öznel bir yaklaşım belki diziyi izleyen başka biri böyle hissetmemiştir ama ben gerçekten etkilendim.
Dizideki oyuncukları ve karakterleri de sevdim. İzlemenizi öneririm.


Dizide Hye Ja ile ilk kez kardeşinin 48 saatlik uyku odası adlı videosunda karşılaşıyoruz. Ona kaç yaşındasın diye sorduklarında 25 yaşındayım diyor ve dizimiz böyle başlıyor.







Hye Ja küçük bir kızken sahilde bir saat buluyor ve bu saatin zamanı geri alabildiğini fark ediyor. Böylece ne zaman okul sınavlarına tekrar hazırlanmak istese yada ne zaman daha fazla uyumak istese bu saati kullanıyor. Ancak saati kullandığında zaman onun için hızlı geçiyor ve bu yüzden saati daha az kullanmaya karar veriyor.

 
 Yıllar geçer, Hye Ja 25 yaşına gelir. Artık o haber spikeri olmaya çalışan genç bir kızdır. Ve bir gün Lee Joon Ha ile tanışır. 

Hayatında birçok şey yerinde giderken bütün her şeyi değiştiren o olay olur. Babası trafik kazası geçirir ve ölür. Artık her şey bitti derken Hye Ja'nın aklına saati kullanmak gelir. Evine gider saati kullanıp zamanı geri alır ve babasını kurtarmaya çalışır. Ancak başaramaz. 

Hye Ja pes etmez. Sayısız kez babasını kurtarmaya çalışır ve en sonunda babasını kurtarır. Artık tam bir rahat nefes alacakken sabah uyandığında beklenmedik bir sonuçla karşılaşır. 

Artık böyle görünmektedir. 

Dizi boyunca sürekli Hye Ja eski haline dönebilecek mi diye düşünüp durdum. Fakat dizide öyle bir ters köşe yaptılar ki şaştım kaldım. 

Son olarak diziyle ilgili birkaç görsel ekleyerek yazımı bitiriyorum. 














Categories:
Benzer Dizi-Filmler

0 comments: